AYM, Üniversitede Bildiri Dağıtmak, Afiş ve Pankart Asmak, Toplantı Yapmak Konulu Disiplin Cezalarını İptal Etti

Anayasa Mahkemesi, 19/04/2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla 2547 sayılı Yükseköğretim Kurumları Kanunu’nun 54. maddesinde yer alan bazı disiplin cezalarını iptal etti.

İptal edilen hükümler şöyle:

  • (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca Kınama cezası öngörülen Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak
  • (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (7) numaralı alt bendi uyarınca Bir Haftadan Bir Aya Kadar Uzaklaştırma cezası öngörülen Yükseköğretim kurumuna ait kapalı veya açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek
  • (1) numaralı fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma cezası öngörülen Suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına faaliyette bulunmak veya örgüte yardım etmek
  • (6) numaralı fıkrasının (f) bendi uyarınca Uzaklaştırma Tedbiri öngören Yükseköğretim kurumundan bir veya iki yarıyıl uzaklaştırma cezası ile çıkarma cezasını gerektiren suçlarda soruşturma açmaya yetkili amirin teklifi üzerine veya re’sen, rektörün kararıyla otuz günü geçmemek üzere öğrencinin yükseköğretim kurumu binalarına sokulmaması yönünde tedbir uygulanabilir

AYM çeşitli disiplin cezaları öngörülen “Ders, seminer, sınav, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, bilimsel toplantı ve konferans gibi çalışmaların düzenini bozmak”; “Öğrenme ve öğretme hürriyetini engelleyici veya yükseköğretim kurumlarının işleyiş ve huzurunu bozucu eylemlerde bulunmak”; “Yükseköğretim kurumlarında işgal ve benzeri fiillerle yükseköğretim kurumunun hizmetlerini engelleyici eylemlerde bulunmak” hükümlerinin iptal taleplerini ise reddetti.

KULLANILMAYAN ÖZGÜRLÜK İŞE YARAMAZ

Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde öğrencilerin ifade ve örgütlenme özgürlükleri kapsamındaki haklarını destekleyen, daha doğrusu Anayasa’nın bu özgürlükleri tanıdığını ve engellenemeyeceğini kabul ettiğini tespit eden bir takım kararlar vermiş oldu. Doğrusu, iktidar-YÖK-polis eliyle üniversitelerde özgürlüklerin yok edilmesine karşı daha fazlasına ihtiyaç var, yine de tespit edilen özgürlükler devrimci ve muhalif öğrenci örgütleri açısından önem taşıyor.

Ancak, hemen başlangıçta vurgulamak isteriz ki kullanılmayan özgürlükler ve demokratik haklar, kağıt üzerinde durdukları yerde herhangi bir işe yaramaz, fayda sağlamaz. Bunun için, önemli olan özgürlükleri ve hakları bilmek değil, bu özgürlüklerin hakkını vermek için onları en toplumsal şekilde kullanmaktır.

ODTÜ, Boğaziçi, Ankara, Hacettepe, Harran (Urfa), İstanbul, 9 Eylül, Mimar Sinan, Ege, Türk-Alman ve Trakya (Edirne) Üniversiteleri başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok üniversitesinde örgütlenen ve özgürlüklerin hakkını verdiği kadar hak ve özgürlükler ortamının korunması ve geliştirilmesi açısından da katkıları olan, bizim de üniversite sıralarından bu yana parçası olduğumuz Marksist Fikir Toplulukları’na (MFT) selam vermeden geçmeyelim.

ÜNİVERSİTE İÇİNDE BİLDİRİ DAĞITMAK, AFİŞ VE PANKART ASMAK

Anayasa Mahkemesi, Yükseköğretim Kurumları Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak fiilinin disiplin suçu olarak kabul edilip Kınama cezası ile cezalandırılmasını öngören yasa hükmünü iptal etti. AYM, iptal gerekçesinde şunları vurguladı:

  • 29. … bilimsel üretimin merkezlerinden biri olarak kabul edilen üniversitenin yerleşkesinde ifade özgürlüğü ortamının oluşturulması zorunludur. Bu bağlamda özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen akademide farklı düşüncelere sahip olan, ifadelerini açıklama şekilleri keskin olabilecek üniversite öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekmektedir. İfade özgürlüğü, üniversite öğrencileri de dâhil olmak üzere herkesin görüş ve fikirlerini serbestçe anlatabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi imkânına sahip olması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla üniversite öğrencileri, söz konusu görüş ve fikirleri tartışmalı olsa veya rağbet görmese dahi ifade etme özgürlüğünün sıkı korumasından yararlanmalıdır.
  • 30. Düşüncenin, henüz ifade edilmeden önceden izne bağlanması, denetlenmesi veya tümden yasaklanması, idarenin denetiminden geçirilmeksizin, izni alınmaksızın açıklanan düşüncelerin yaptırıma tabi tutulması suretiyle kategorik olarak engellenmesi, ifade özgürlüğüne yönelik ağır sınırlama örnekleridir. Bu tür bir sınırlama, kişi ve grupların düşüncelerini açıklamadan önce sıkı bir oto sansüre tabi tutmaları sonucunu doğurur.
  • 31. Kural, içeriğinden bağımsız olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak gibi eylemleri izin şartına bağlamakta, bu şarta uyulmaması hâlinde de yaptırım öngörmektedir. Düzenli, güvenli ve verimli işleyişin, üstün bir kamusal yararı nitelik itibarıyla bünyesinde barındıran yükseköğretim hizmeti için hayati önem taşıdığı, bu nedenle söz konusu yarar için bu tür eylemlerin izne tabi kılınmasında ilke olarak bir sakınca bulunmadığı kabul edilmelidir. Ancak, bu hususta yapılacak kategorik bir sınırlamanın, kamusal yarar bağlamında tam aksi yönde etkiler doğurması kaçınılmazdır.
  • 32. Öğrencilerin gerek kendileriyle gerekse kamuoyunu ilgilendiren herhangi bir konuyla ilgili dikkat çekme, kamuoyu oluşturma gibi amaçlarla bildiri dağıtma, afiş veya pankart asma benzeri eylemleri tercih etmelerinin, bu tür yöntemlerin daha az külfetle daha çarpıcı biçimde geniş kitlelere ulaşmalarına imkân tanıması bakımdan önemli olduğu şüphesizdir. Bu tür materyallerin asılmasına, dağıtılmasında şekli veya maddi anlamda herhangi bir sınır öngörülmeksizin izin şartı getirilerek bu hususun disiplin yaptırımına bağlanması ifade özgürlüğünün kategorik olarak sınırlandırılması sonucunu doğurur niteliktedir.

ÜNİVERSİTEYE AİT KAPALI VE AÇIK YERLERDE İZİNSİZ TOPLANTI DÜZENLEMEK

Anayasa Mahkemesi, yine 2547 sayılı Kanun’un 54. maddesinde yer alan Yükseköğretim kurumuna ait kapalı veya açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek fiilini disiplin suçu kabul edip Bir Haftadan Bir Aya Kadar Uzaklaştırma cezası öngören (1) numaralı fıkranın (b) bendinin (7) numaralı alt bendinin iptaline karar vererek Anayasa uyarınca öğrencilerin üniversite yerleşkelerinde izin almaksızın toplantılar düzenleyebileceğini tespit etti. AYM’nin iptal gerekçesi özetle şu şekilde oldu:

  • 52. Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” denilmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anılan hak, bireylerin düşünce açıklamalarında bulunmak amacıyla açık veya kapalı mekânlarda, kamu otoriteleri ile üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın geçici olarak bir araya gelebilme serbestisini korumaktadır.
  • 57. Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan hak ve özgürlüklerin sınırlama ölçütlerinden biri de Anayasa’nın sözüne uygunluktur.
  • 59. Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesinin izin alma koşuluna bağlanamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin önceden izin alma şartına tabi tutulamayacağı hususu bu hakka ilişkin Anayasa’nın 34. maddesiyle getirilen ve Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilenlere ek bir güvence mahiyeti taşımaktadır.
  • 60. Kuralla, toplantıların ve gösteri yürüyüşlerinin, yükseköğretim kurumlarının kapalı veya açık alanlarında nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiş, toplantı yapmak izin alma şartına bağlanmış, izin almaksızın yapılan toplantıların yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma cezasıyla cezalandırılması hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla Anayasa’nın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bakımından özel olarak öngördüğü güvenceyi dikkate almayan kural, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen, sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne aykırılık teşkil etmektedir.

REKTÖRÜN “TEDBİREN UZAKLAŞTIRMA” YETKİSİ İPTAL EDİLDİ

Anayasa Mahkemesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kurumları Kanunu’nun 54. maddesinin (6) numaralı fıkrasının (f) bendindeki Yükseköğretim kurumundan bir veya iki yarıyıl uzaklaştırma cezası ile çıkarma cezasını gerektiren suçlarda soruşturma açmaya yetkili amirin teklifi üzerine veya re’sen, rektörün kararıyla otuz günü geçmemek üzere öğrencinin yükseköğretim kurumu binalarına sokulmaması yönünde tedbir uygulanabilir. hükmünü de Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Bu düzenleme, bir veya iki yarıyıl uzaklaştırma cezası veya çıkarma cezası öngörülen disiplin suçları bakımından disiplin soruşturması tamamlanmadan önce rektörün keyfi olarak 30 gün boyunca tedbir amaçlı uzaklaştırma uygulamasına olanak sağlıyordu. Bu hüküm, Aralık 2023’te Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden protestolar sırasında aralarında Marksist Fikir Toplulukları üyesinin de yer aldığı bir grup öğrenci hakkında uygulanmış, açılan davalar neticesinde rektörlük geri adım atarak tedbiri kaldırmak zorunda kalmıştı.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesi şu şekilde oldu:

  • 83. … kurala konu tedbirin kural kapsamındaki disiplin cezalarını gerektiren bütün eylemler yönünden gerekli olup olmadığı üzerinde de durulmalıdır. Bu bağlamda Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yükseköğretim kurumundan bir yarıyıl uzaklaştırma cezası öngören (c) bendinde ifade edilen sınavlarda kopya çekmek veya çektirmek ya da seminer, tez ve yayınlarında intihal yapmak veya bunları anket uygulaması, veri toplama gibi akademik değerlendirme içermeyen katkılar hariç olmak üzere, kişisel emeği ve akademik birikimi dışında kısmen ya da tamamen başkalarına yazdırmak şeklindeki eylemler nedeniyle de öğrencinin tedbiren eğitim ve öğrenim hakkından geçici bir süreyle de olsa yoksun kalmasına neden olunabilecektir. Anılan eylemlerin yükseköğretim hizmetinin işleyiş, düzen ve devamlılığını bozmayacak nitelikte olduğu gözetildiğinde öğrencinin belirli bir süreyle yükseköğretim kurumlarına sokulmamasının gerekli olduğu söylenemez.
  • 84. Benzer şekilde anılan fıkranın (ç) bendinde yükseköğretim kurumundan iki yarıyıl uzaklaştırma cezasını gerektiren kendi yerine başkasını sınava sokmak veya başkasının yerine sınava girmek veya yükseköğretim kurumunun bilişim sistemine girerek kendisine veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamak ya da kişilerin mağduriyetine neden olmak eylemlerinin uzaklaştırma tedbirini gerekli kılmadığı söylenebilir. Ayrıca anılan fıkranın (d) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren eylemlerden biri de mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmaktır. Söz konusu eylemlerin disiplin cezası yaptırımına tabi tutulabilmesi için anılan eylemler nedeniyle öğrencinin yargılanmış olması ve hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olması gerekmektedir. Bu aşamada kesinleşmiş hükme dayalı olarak öğrenci hakkında bir ceza yaptırımının veya birtakım tedbirlerin uygulanacağı açıktır.
  • 85. Bu itibarla tedbirin, henüz söz konusu eylemlerin gerçekleştiği yönünde bir sonuca ulaşılmamış olduğu esnada uygulanacağı da gözetildiğinde, anılan disiplin cezalarını gerektiren eylemlerin tümü yönünden yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasının gerekli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

AYM KARARI TAM METİN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir