Vakıf Üniversitelerinde Ücret Eşitlemesi NET ÜCRET Üzerinden Yapılmalıdır

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 8. maddesine 15 Nisan 2020’de eklenen “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” şeklindeki fıkranın uygulama biçimine ilişkin tartışmalar devam etse de yazının devamında detaylandıracağımız üzere hem Kanun hem yargı kararları, hem de YÖK’ün daha önceki hukuksuz kararını iptal etmesinin [EK: 4 Mart 2024] ışığında eşitlemenin net ücretler düzeyinde yapılması zorunludur.

Yazar: Av. Engin Kara

Yazı içindeki başlıklar:

  1. EK: YÖK Geri Adım Attı, Eşitleme Net Ücretten Yapılmak Zorunda!
  2. Kanun Maddesi ve Gerekçesi
  3. YÖK’ün Kanun Maddesini Esnetme Girişimi
  4. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi: Eşitleme Net Ücret Üzerinden Yapılmalı
  5. Vakıf Üniversiteleri Kanuna Uymaktan Nasıl Kaçıyor?
  6. Eşitleme Hangi Ay İtibariyle Sağlanmalı?
  7. Vergisel Durumlar

1. YÖK GERİ ADIM ATTI, EŞİTLEME NET ÜCRETTEN YAPILMAK ZORUNDA! [Bu alt başlık 4 Mart tarihinde eklenmiştir]

YÖK, daha önce 5.5.2020 tarihli kararında “öğretim elemanlarına unvanlarına göre ödeyecekleri ücrette, vakıf yükseköğretim kurumlarının, belirlenen ücret türüne sözleşmelerde yer verilmesi ve sonuçlarının karşı tarafça anlaşılmasının temin edilmiş olması şartıyla; Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin net veya brüt miktarından birisini esas alabilecekleri”ni ileri sürmüştü. Bu karar, hukuka aykırıydı.

Nitekim başta Öğretmen Sendikası Vakıf Üniversiteleri Birimi olmak üzere verilen mücadelelerin ardından YÖK 8 Şubat 2024 tarihinde aldığı yeni bir kararla “Esas alınacak ücret tipinin belirlenmesi konusunda İdare Mahkemelerinde davalar açıldığı, bir kısmının istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Söz konusu mahkeme kararlarında yer alan gerekçeler ve konuya ilişkin Başkanlığımıza ulaşan şikayetler dikkate alınarak yapılan müzakereler neticesinde; 05.05.2020 tarih ve KARAR.2020.27 sayılı Yükseköğretim Yürütme Kurulu Kararının iptaline karar verildi” demiş ve eşitlemenin brüt ücretten de yapılabileceği şeklindeki hukuka aykırı iddiasını geri çekmiştir.

Bu başarı, kararlı bir şekilde haklarına sahip çıkan ve sendikal mücadele veren akademi emekçilerinindir. Ancak hâlâ hem farkların ödenmesi hem de ücret eşitliğinin fiilen sağlanması noktasında verilmesi gereken mücadeleler vardır.

2. KANUN MADDESİ ve GEREKÇESİ

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ek 8. maddesine 15 Nisan 2020’de eklenen fıkra şu şekilde:

Ek Madde 8 –
(Ek fıkra: 15/4/2020-7243/11 md.) Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır.

Söz konusu madde, Vakıf üniversitelerinde ödenmesi gereken ücretin “Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az” olamayacağını ifade ediyor. Doğrusu, bu hüküm açıkça “ödenen ücret” ifadesi ile net ücret üzerinden eşitlemeyi hüküm altına alıyor.

Ek fıkranın gerekçesi de şu şekilde: “Vakıf yükseköğretim kurumlarının bazılarında, öğretim elemanlarına asgari ücret seviyesinde ücretler ödendiği görülmektedir. Eğitim öğretim hizmetinin kamu hizmeti niteliği ve çalışan kimselerin vasfı dikkate alındığında bu kimselere ödenecek ücretin Devlet yükseköğretim kurumlarındaki emsallerinden aşağı olmaması gerekmektedir. Madde ile, vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarının mali haklarının Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışan emsalleri ile eşitlenmesi öngörülmektedir.”. Doğrusu madde gerekçesi, kanun metninin “ödenen ücret” eşitliğinden öte “mali haklarının” eşitlenmesi şeklinde daha geniş bir çerçeve çiziyor ve en azından madde metnindeki ifadenin brüt ücret şeklinde daraltılması gerekçe dolayısıyla da olanaksız görünüyor.

Bu bakımdan, kanun maddesi itibariyle eşitlemenin NET ÜCRET üzerinden yapılması zorunludur.

3. YÖK’ÜN KANUN MADDESİNİ ESNETME GİRİŞİMİ

Gelgelelim, hem Vakıf yükseköğretim kurumu yönetimleri hem de Yükseköğretim Kurulu, kanunla getirilen zorunluluğu esnetmek ve delmek için ellerinden geleni yaptı, yapmaya devam ediyor.

YÖK’ün Yürütme Kurulu, ek maddenin yasalaşmasının hemen ardından 5.5.2020 tarihli kararında kanunla gelen hükmü keyfince esneterek yok etmeyi hedefleyen bir karar açıklamış ve şöyle demişti: [YÖK BU KARARINI İPTAL ETTİ, 1. ALT BAŞLIĞI OKUYUNUZ]

“… öğretim elemanlarına unvanlarına göre ödeyecekleri ücrette, vakıf yükseköğretim kurumlarının, belirlenen ücret türüne sözleşmelerde yer verilmesi ve sonuçlarının karşı tarafça anlaşılmasının temin edilmiş olması şartıyla; Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin net veya brüt miktarından birisini esas alabilecekleri…”

Oysa YÖK’ün bir idari kurul olarak, kanun maddesine aykırı ve özellikle de çalışanın yani akademik personelin aleyhine bir düzenleme getirmesi hukuki normlar hiyerarşisi gereğince olanaklı değil. Bu açıdan YÖK’ün bu kararı sadece, yargısal süreçler başlatılıp da nihayete erene kadar Vakıf üniversitelerine kaçamak alanı yaratmaya yönelikti.

YÖK’ün yazısına rağmen Vakıf üniversiteleri sözleşmelere yazsa ve personeli aydınlatsa da Devlet üniversitelerindeki net ücretten daha düşük ücret verme hakkına sahip değil. Aksinin kabulü halinde aynı yöntemle sadece “brütten eşitleme” değil, Vakıf üniversitelerinin ücretleri herhangi bir eşitliğe gerek duymayan daha düşük seviyelere çekmesi de olanaklı olurdu.

Nihayet, verilen sendikal mücadelelerin ardından YÖK bu kararının hukuka aykırı olduğunu kabul etmek ve kararı iptal etmek zorunda kaldı.

4. İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ: EŞİTLEME NET ÜCRET ÜZERİNDEN YAPILMALI

2023 yılında verilen Mayıs ve Haziran tarihli iki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararı, tartışmaya yargısal açıdan son noktayı koymuştur. Elbette diğer bölgelerdeki Bölge İdare Mahkemeleri bu kararlar ile teknik olarak bağlı değil, ancak yargısal yönelim net bir şekilde açığa çıkmış durumda.

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 2023/546 E. 2023/1167 K. sayılı 09/05/2023 tarihli ve 2023/1002 E. 2023/1376 K. sayılı 06/06/2023 tarihli kararlarında şu gerekçeyle verilmiş olan İdare Mahkemesi kararlarını onadı:

…vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarına Devlet yükseköğrenim kurumlarındaki emsallerine ödenen ücretle neticede birebir aynı ücretin ödenmesi, bu konuda farklı gerekçelerle eşitliği bozacak veya farklı ücretlerin devamını sağlayacak uygulamaların yapılmaması, mevcut veya müstakbel sözleşmelerin de bu amir kanun hükmüne göre yeniden düzenlenmesinin gerektiği, verilecek ücretlerin aynı olmasının gerekmesi nedeniyle yapılacak hesabın emsallerin aldığı net ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, Yükseköğretim kurulu kararıyla veya fakülte yönetim kurulları kararıyla açık ve amir kanun hükmü hilafına düzenlemeye yapılamayacağı…

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararı kesin olarak verildi ve İstanbul bakımından net ücretten eşitleme konusunda bütün İdare Mahkemelerini bağlayan bu karar ile tartışma kapanmış oldu. İstanbul’un gerekçesini incelediğimizde diğer bölgelerdeki Bölge İdare Mahkemelerinden aleyhe bir karar çıkmasının hukuken olanaklı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

5. VAKIF ÜNİVERSİTELERİ KANUNA UYMAKTAN NASIL KAÇIYOR?

Vakıf üniversiteleri yönetimlerinin eğilimlerini kabaca şu şekilde sınıflandırabiliriz:

  1. Çok azı, ücret eşitlemesini kanuna uygun olarak net ücret üzerinden gerçekleştiriyor.
  2. Bir kısmı, devlet üniversitelerindekine net ücrete yakın (yine de birkaç bin TL’lik farklar ile) net ücret ödüyor.
  3. Ciddi bir kısmı, devlet üniversitelerinden çok daha düşük net ücretler ödüyor. Aradaki farklar 10 bin TL’ye yakın farklara ulaşabiliyor.
  4. Bir kısım (onlar kendilerini biliyor…) vakıf üniversitesi ise devlet üniversitelerinden daha çok asgari ücrete yakın ödüyor.

Özellikle 2. ve 3. katman, ücretlerdeki farkı iki bağlantılı iddiaya dayandırıyor. İlki, eşitlemenin kendi keyiflerince net yerine brüt ücret üzerinden gerçekleştirebilecekleri iddiası. Bu konuda da YÖK’ün yukarıda hatalı ve kanuna aykırı olması nedeniyle hükümsüz olduğunu detaylandırdığımız açıklamasına dayanıyorlar. [Söz konusu YÖK kararı Şubat 2024 itibariyle YÖK tarafından iptal edilmiştir.]

İkinci ve “brütten eşitleme”yle bağlantılı -yine hatalı- iddia, brüt ücret üzerinden eşitlendikten sonra devlet yükseköğretim kurumlarından farklı olarak vergi ve SGK ödemeleri nedeniyle daha çok kesinti yapmak zorunda oldukları iddiası. Bu konuyu aşağıda Vergisel Durumlar başlığı altında yeniden ele alacağız.

6. EŞİTLEME HANGİ AY İTİBARİYLE UYGULANMALI?

Kimi Vakıf üniversiteleri de, Kanunu uygulamaktan kaçınmanın bir geçici yolunu, zam dönemleriyle oynamakta arıyor. Örneğin Devlet üniversitelerindeki Ocak zammı, sözleşmenin henüz Eylül’de yapılmış olduğu ve akademik personelin de kabul ettiği gerekçesiyle yansıtılmadan geçirilmek isteniyor. Temmuz zammı ise Eylül’e kadar geçiştirilmeye çalışılıyor.

Her iki durum da yasaya aykırılık teşkil ediyor. Eşit ücret kuralı, yılın her günü için geçerliliğe sahip. Örneğin ileride, kamu personeline yılda 2 kere zam yerine 4 kere zam yapılırsa Vakıf yükseköğretim kurumları da ücretleri bu dönemlere göre artırmak zorunda kalacaktır.

Örneğin Ocak ayında yeni asgari ücretin altında kalan bir atölye işçisinin maaşının “daha önce anlaşılan maaştan devam edeceğiz” denilerek asgari ücretin altında ödenmesi yasaya ne kadar (%100) aykırıysa Vakıf yükseköğretim kurumlarının zam dönemi oyunları da aynı ölçekte yasaya aykırıdır.

7. VERGİSEL DURUMLAR

Girişte 1. başlıkta ek madde 8/2’nin gerekçesinden alıntıladığımız “mali haklar” ifadesi, sadece çıplak ücreti (maaşı) değil 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu uyarınca Devlet yükseköğretim kurumlarında verilen Üniversite Ödeneği, Geliştirme Ödeneği, Eğitim Öğretim Ödeneği, Makam Tazminatı, Yükseköğretim Tazminatı, Akademik Teşvik Ödeneği ödemelerini de kapsıyor. Bu ödemelerin çıplak ücret/maaştan farkı ise ilgili maddeleri uyarınca damga vergisi harici herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulamamaları.

Akademik Bordro uygulamasında kağıt üzerinde görüleceği üzere bu ödemeler dışarıda kalınca çıplak (temel) ücret ödemesi çok düşük oluyor ve gelir vergisi dilimlerinin yükselme ve daha fazla vergi kesilme süreci de epey uzamış hatta ortadan kalkmış oluyor.

2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’nun Amaç ve Kapsam başlıklı ilk 2 maddesi ise şu şekilde:

Amaç:
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, 4/11/1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda yer alan öğretim elemanları tanımına giren personeli sınıflandırmak, aylıklarını ve ek göstergelerini düzenlemek, derece yükseltilmesi ve kademe ilerlemesinin şekil ve şartları ile, sosyal haklardan yararlanma, ek ders ücreti, üniversite, idari görev ve geliştirme ödeneklerinin miktarını tespit etmek, emekli ve yabancı öğretim elemanlarının sözleşmeli olarak çalıştırılma usul ve esaslarını belirlemektir.
Kapsam:
Madde 2 – Bu Kanun 4/11/1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi üniversite öğretim elamanlarının aylık, ödenek ve sair özlük haklarını kapsar.

Personel Kanununun amaç ve kapsamında yükseköğretim kurumları ve personeli Devlet ve Vakıf şeklinde ikiye ayrılmaksızın ele alınıyor. Bu bakımdan söz konusu mali ve vergisel hakların Vakıf yükseköğretim kurumlarında da geçerli olacağı su götürmez bir durum.

Burada, Vakıf üniversitelerinin vergisel gerekçelerle brüt ücret eşit olmasına rağmen net ücretin Devlet üniversitelerinin altına düştüğü iddiasının çürük temeli açığa çıkıyor. Gerçekte, Vakıf üniversiteleri kendilerini de kapsayan 2914 sayılı Kanundaki vergisel haklardan yararlanmıyor ve -daha fena bir niyetlerinin olmadığı durumlarda- en azından bunun faturasını akademik personelin sırtına yüklemiş oluyor!

Vakıf üniversiteleri ile Devlet / Vergi Daireleri arasına, biz giremeyiz Vakıf üniversitesi personeli de giremez. Üniversite yönetimleri, bu konudaki kendi sorunlarını Özelge ya da başkaca yöntemlerle çözebilirler. Bizim derdimiz, kendi kullanmadıkları yasal olanakların faturasının akademi emekçilerine kesilemeyeceği. Yani Vakıf üniversite yönetimleri Kanunda öngörülenden fazla vergi ödemeye gönüllü olsalar bile Yükseköğretim Kanununun ek madde 8/2 hükmündeki net ücret eşitliği hakkını bertaraf etmez.

One thought on “Vakıf Üniversitelerinde Ücret Eşitlemesi NET ÜCRET Üzerinden Yapılmalıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir