VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM PERSONELİNE ARŞİV ARAŞTIRMASI ve GÜVENLİK SORUŞTURMASI YAPILABİLİR Mİ?

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) “tüm vakıf üniversitelerine” gönderdiği 05/01/2024 tarihli bir yazısı ile vakıf yükseköğretim kurumlarında görevli personele güvenlik soruşturması yapılıp yapılamayacağı konusu gündeme gelmiş oldu. Şimdiye kadar bir kısım üniversitede akademisyenlere güvenlik soruşturması ile ilgili yazı ve form gönderildi, diğerlerinin ise eli kulağındadır.

Arşiv Araştırması ve Güvenlik Soruşturmasının Yasal Serüveni

Önce 2016 yılında KHK ile ardından 2018’de yasa değişikliği ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun devlet memurluğuna alınacaklarda genel ve özel şartlar başlıklı 48. maddesinin genel şartlarının 8. maddesine eklenen “güvenlik soruşturması ve/ya arşiv araştırması yapılmış olmak” şartı getirilmişti.

Anayasa Mahkemesi ise E.2018/73, K.2019/65, 24/07/2019 tarihli kararında özetle “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda devlet memurluğuna atanmada esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına ve işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi”ni Anayasa’nın;

  • Temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği ilkesine (Madde 13)
  • Özel hayatın gizliliği düzenlemesine (Madde 20)
  • Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili genel ilkelerine (Madde 128)

aykırı olduğunu belirterek söz konusu güvenlik soruşturması ve/ya arşiv araştırması şartını iptal etmişti.

Bu kez Nisan 2021’de ayrı bir kanun düzenlenmiş ve Güvenlik Soruşturması Ve Arşiv Araştırması Kanunu ile meseleler bu kez daha geniş kapsamlı ve belirli sınırlara ve koşullara bağlanarak düzenlenmişti. Kanunda güvenlik soruşturmasıyla ilgili temel mantığa bakalım:

MADDE 3-
(1) Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın ilk defa veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında yapılır.

(2) Kurum ve kuruluşlarda, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları hâlinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri, özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan kişiler ile milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılır.

Arşiv Araştırması

Arşiv araştırması 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanununun 4. maddesinde;

a) Kişinin adli sicil kaydının, b) Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından hâlen aranıp aranmadığının, c) Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, ç) Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların, d) Hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının, mevcut kayıtlardan tespit edilmesi

olarak tanımlanmış. Basit bir kayıtların tespiti işlemi. Buna rağmen, keyfi ve istendiği zaman yapılabilecek bir düzenleme değil. Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrası arşiv araştırmasının ne zaman yapılacağı sorusunu “ilk defa veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında” diyerek cevaplıyor.

Vakıf yükseköğretim personelinin, çalışmada bir kesinti olmaksızın sözleşme yenilenmesi durumunun yeniden atanma olmadığını düşünüyoruz. Ancak en geniş durumda, ilk atama ve yenileme süreçlerinde arşiv araştırması yapılabileceği, bunun haricinde karar mercii Rektörlük ya da YÖK olsa bile fark etmeksizin, keyfi idari kararlar ile yapılamayacağı tartışmasızdır.

Güvenlik Soruşturması

Güvenlik soruşturması 7315 sayılı Kanunun 5. maddesinde;

arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak kişinin; a) Görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin, b) Yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, c) Terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edilmesi

olarak tanımlanmış. Burada artık kayıtların incelenmesini aşan, istihbari ve politik veri toplamayı, idarenin keyfi kararlarına sonuna kadar açık olan terör örgütleriyle irtibat ve iltisak araştırmasını, hatta casusluk (yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiği) incelemesini bile kapsayan ağır bir araştırmaya ulaşmış oluyoruz.

Düzenleme bu kadar geniş olunca, Anayasa Mahkemesi’nin önceki sınırlamasız düzenlemeyi iptal etmesinin ardından bu kez yeni 7315 sayılı Kanun, yukarıda verdiğimiz 3. maddesinin 2. fıkrasında kimler için güvenlik soruşturması yapılabileceğini numerus clausus, yani sınırlı sayıda olmak üzere saymıştır. Tabii sayılanların sınırlı sayıda olması, “milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler” şeklinde bir parça ucu açılarak bırakılmışsa da bu tespitin objektif kriterlere, ya da hadi sıfatından vazgeçerek diyelim ki birtakım kriterlere dayanması gerekir.

Vakıf (ya da Devlet) yükseköğretim kurumları ve personeli, güvenlik soruşturması yapılabilecek kimseler arasında genel olarak sayılmamıştır. Özel kanunlarında da bu konuda bir düzenleme yer almamaktadır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 84. maddesi sadece 7315 sayılı Kanunun 3. maddesine atıf yapmakta, burada sayılan kriterleri işaret etmekte ve dolayısıyla da özel bir gereklilik meydana getirmemektedir.

Özel durumlarda, bu kurumların olası gizlilik dereceli birimleri ile milli güvenlik açısından stratejik birimleri mevcutsa bunlarda güvenlik soruşturması mümkün olabilirse de gizlilik dereceli ya da stratejik birim tespitinin yapılmış olması gerekir, örneğin bu husus Rektörlüğün üniversitesini milli güvenlik açısından stratejik hayal etmesiyle olamaz.

Bu durumda, vakıf yükseköğretim personeli hakkında kural olarak güvenlik soruşturması yapılamayacağı ortadadır. İstisna durumları ya da soyut olarak güvenlik soruşturması yapılabileceği düşüncesi hâlinde bile, bunun zamanlaması bakımından sadece ilk atama ve olsa olsa yeniden atamalarda söz konusu olabileceğini, atama süresi içerisinde durup dururken güvenlik soruşturmasının yine yapılamayacağını söylemek gerekir.

YÖK Yazısı Hukuka Aykırı, Uygulayan Rektörlükler de Hukuksuzluğa Bulaşır

YÖK’ün 5 Ocak 2024 tarihli Tüm Vakıf Üniversitelerine yazısı hem güvenlik soruşturmasının kapsamı hem de arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasının zamanlaması bakımından hukuka aykırı bir içeriğe sahiptir.

Bu hukuka aykırı yazıya dayanarak personeline arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması formu gönderen ve bu hususta kişisel verileri araştıran, toplayan, depolayan, kullanan, yaygınlaştıran, saklayan vb. fiilleri icra eden Vakıf yükseköğretim kurumu yönetimleri de hukuka aykırı davranmış olacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir